23 Mayıs 2014 Cuma

Zamana Açılan Kapı Kitap Özeti (Bilgin Adalı)



Resimleyen : Kutlay Sındırgı

Hikaye 10 000 yıl önce başka bir dünyada, kampta, mağarada ve Hasankeyf'te geçiyor.

Hikayenin kahramanları :

  • Kerim,
  • Adnan Dayı,
  • Selin (arkeolog),
  • Nini (diğer boyutta),
  • Aki (diğer boyutta),
  • Ram (diğer boyutta),

Kerim adında bir çocuk varmış. Kerim, çantasını hazırlarken çok heyecanlıymış, çünkü dayısının yanına gidecekmiş. Kerim yola çıkmış. Yolda giderken çok değişik yerler de görüyormuş. Kampın yanına geldiğinde dayısı onu mutlulukla karşılamış. Kerim kampta dayısının öğrencilerini görmüş, dayısıyla konuşmuş. Neler yaptığını öğrenmiş.

Sonra, dayısından izin alarak kovuklara bakmaya gitmiş. Giderken yerde bir obsidyen bir taş görmüş. Bu taş, simsiyah, avcun içine sığacak kadar minik bir taşmış, ve bir anahtarmış. Kerim onu alıp yoluna devam etmiş. Kovuklara varınca obsidyen taşı yukarı kaldırmış ve güneş ışınları kovuğa yansımış. Kovukta bir geçit açılmış. 

Kovuğun içinde bir kız ve keçisi varmış. Kerim kıza bağırmış ama kız duymamış. Kerim içeri girip kıza "merhaba" demiş. Kız da ona "Mai Nini" demiş. Kerim ona bir tane sakız vermiş. Kıza el işareti ile yemesini göstermiş. Kız yemiş, biraz çiğnedikten sonra yüzünde bir gülümseme çıkmış. Kerim de oradan çıkıp bu olanları dayısına anlatmaya gitmiş.

Dayısı bunları duyunca merak edip kendisinin de görmek istediğini söylemiş. Kerim ile birlikte kovuğa gitmişler ama yanlarına birkaç arekeolog da almışlar. Kerim kovuğun boyutunu tekrar açmış ve içeri girmişler. İlerledikten sonra bir çoban görmüşler. Kerim yanına gidip, "Mai Kerim" demiş. Çoban da "Mai Ram" demiş. Kerim "Nini?" diye sormuş. Çoban da "Nini" demiş ve yola çıkmışlar.

Çoban onları bir köye götürmüş. Orada insanlar yaşıyormuş. Yeni gelenleri görünce onlara çok iyi davranmışlar. Köyde fotoğraf çekiyorlarmış çünkü, geriye dönünce onları internetten yollayacaklarmış. Bu arada Hasankeyf'e çok fazla turist geliyormuş çünkü beş arkeolog kaybolmuş. Onları aramaya çıkmışlar. Bulamayınca gruplarla aramaya başlamışlar ama yine de bulamamışlar.

Orada durum çok güzelmiş. Orada onlarla çok güzel anlaşıyorlarmış. Bir gün dağa gitmek istemişler, ama Aki onları durdurmuş. Yanlarında kendisi ve arkadaşlarının da geleceğini söylemiş. Dağa giderken yorulmamak için, dağın üstünden akan suyu kullanıyorlarmış. Kayıkla yukarıya çıkarken ip kulanıyorlarmış ve dağa bağlı olan çivilere ip asarak çıkıyorlarmış. Bunu yaparken çok eyleniyorlarmış.

Bu arada bir keçi vurmuşlar. Köyden arkadaşlarını çağırmış Aki. hemen gelmişler ve keçiyi köye götürmüşler. Onlar da geri dönmüş.Bu arada Selin de fotoraf çekiyormuş. Kerim de köyün çocuklarına seksek oynamayı öğretmiş. Selin de kızlara saç örmeyi, erkeklere de futbol oynamayı öğretmiş. İşlerinden gelenler de bunları yapıp oynamaya başlamışlar.

Adnan dayı Aki'ye gideceklerini ama geri döneceklerini söylemiş. Geri dönmüşler. Herkes sormuş" neredeydiniz? " diye. Onlar da "sadece bir gezdik" demişler. Sonra da kampa geri dönmüşler. Döndüklerinde çektiği fotaraflara bilgisayarda bakıyorlarmış. Ama Kerim başka bir şey yapıyormuş. Kerim Herkes onları takip etmesin diye bir plan yapmış.

Kuyumcudan bir taş almış. Marketten de bir ip ve şekerleme almış. geri dönüp dayısına mektup yazmış. Sonra da dayısına planı anlatmış. Herkesin önünde konuşacakmış. Sahneye çıktığında şöyle demiş "Şimdi sizin önünüzde boyutun anahtarı olan obsidyen taşı kıracağım." demiş. Eline aldığı tokmakla
 taşı kırmış ve ortadan kaybolmuş.

Dayısı kampa geldiğinde Kerimi bulamamış ama mektubunu bulmuş mektupta:

Dayıcığım,
Seni çok şaşırttığımı biliyorum. Ama inan bana tek çözüm buydu.
 Kırdığım taş, taşçı ustasından aldığım taşlardan biriydi.
Anahtar taş bende, güvende.
Sanırım Hasankeyf'i en azından şimdiden kurtardık.
Ortalıktaki heyecan dindikten sonra yeniden döneceğim.
Gizlice.
Oturup konuşuruz, gelecek için neler yapılabileceğine karar veririz.
Öteki hafta, o güzel insanların arasında güvende olacacağımı biliyorum.
Sakın beni merak etme.

Kerim

böyle yazıyordu. Bu arada kerim köye gelmişti ve yanında götürdüğü ipi bir ağaca bağlamıştı. Köyden aldığı tahtayı da ağaca astığı iplere bağlamış ve bir salıncak yapmıştı. İlk önce Nini sonra da çocukları sallamış ama Nini'yi sevdiği için en fazla onu sallamış. Günler geçmiş ve kerim geri dönmüş ve ne yapmış bundan sonrasını da siz düşünün.  :)

Açıklama: Neredeyse yarısını ben yazdım ve mektupu yazarken biraz zorlandım ama sonrası çok güzeldi.  :)


 ***SON*** 


  










1 yorum:

  1. Bir iki imla hatasi disinda kendi basina yazdiklarini çok begendim. Gittikce daha da basarili oluyorsun. Sormak istedigim birsey var, tekrar gecidi acabilirler mi?

    YanıtlaSil