21 Şubat 2017 Salı

Sömestr Gittiğim Yerler

İzmir, İstanbul, Umman, Muskat, Birleşik Arap Emirlikleri ve Dubai'de gördüklerimi içermektedir.

Bu gezi boyunca birlikte olduğum kişiler
  • Ben (Ali Toprak Dalkıran)        
  • Kardeşim
  • Babam
  • Annem
  • Dedem
  • Anneannem
  • Fatoş Abla


1. Gün

 Ben, kardeşim ve annem, dedemler ile birlikte İzmir havaalanına doğru ilerliyorduk. Annem dedemler ile 12 gün sonra bizi saat kaçta almaya geleceklerini konuşuyordu. Ben de uçak ya düşerse korkusuyla hiç konuşmadan düşünüyordum. Kardeşim çok mutluydu çünkü ilk kez uçağa binecekti. Valizleri aldık ve X-Ray cihazlarından geçtikten sonra bir süre bekleyip uçağa bindik. Uçak kalkarken benden hala ses çıkmıyordu. Uçak yükseldiğinde çok rahatladım ve çok mutlu oldum. Uçakta kardeşimle birlikte müzik dinledik annem ise kitap okudu. Uçak İstanbul'a indi ve tekrar X-Ray cihazlarından geçtik ve uzun bir süre Umman, Muskat uçağını bekledik. Sonunda uçak geldi ve hızlıca uçağa bindik. Kardeşim ile benim çok uykum vardı ama uyumamak için her şeyi yapacaktık.
Uçakta çok eğlenceli filmler izledik ve sonunda Muskat'a vardık. Babam bizim erken geleceğimizi bilmediği için onu havalananında uykulu bir şekilde bekledik. (Orada elbise giyen erkekler var ve çok değişik görünmekteler) Babam sonunda geldi ve hemen eve gittik. (Babam orada çalışıyor ve bir evi var.) Babamın evi 1+1 olmasına rağmen oldukça büyüktü. (Yatak odası nedense salon kadar aslında 0+2 olması gerekir bence) Uykumuz olduğu için hızlıca yattık.

2. Gün

   Sabah olduğunda hala çok uykum vardı ve bir süre daha yatakta kaldım. Babamın yastıklarını hiç beğenmemiştim çünkü sanki yastığın içinde hiç bir şey yoktu. Kahvaltıya oturduğumuzda ışık hızında yemeği bitirdim çünkü uçaktaki yemekler çok azdı. O gün dinlendik annem babamın istediği şeyleri valizden çıkarırken ben de kardeşimle oyun oynadım. Annem valizleri teker teker düzenlerken ben kardeşimle saklambaç oynadım ve hızlıca öğlen oldu. (Orası çöl ikliminin etkisi altında olduğu için sıcaktı ve dolayısıyla kısa kollu giymiştik. Kışın yazı yaşamak güzel bir duyguydu) Öğlen yemeğini yedikten sonra kardeşim havuza girme fikrini ortaya attı ama ben gelmedim. (Evde kalıp telefonda oyun oynamak daha mantıklıydı) Akşam babam geldiğinde yarın öğlen Dubai'ye gidiyoruz dedi ve 
çok sevindik. Annemin getirdiği projeksiyon cihazı ile internetten bir film izledik. Film bittiğinde uyuduk. 

3.Gün

   Güneş biraz fazla yukarı çıktığında uyandım ve tekrar annem ve kardeşimin benden önce uyandığını gördüm. Bu yüzden tekrar yataktan uyanık olmama rağmen kalkmadım. Kahvaltıya başlamış olan annemlere yetişmem gerektiğini anladım ve hızlıca yataktan kalkıp "beni bekleyin" diye bağırdım. Annemler ekmeklerle başlamıştı. Ben hızlı yediğim için onlara yetiştim ama maalesef hıçkırık tuttum. Aslında hıçkırık tutma riskini göze almıştım ama hıçkırıklarım konuşmama izin vermedi ve bu yüzden sütümü bitirmek zorunda kaldım. (Ben sütü genellikle sona saklarım bu yüzden sinirliydim) ve kalkıp kendime biraz daha süt koydum. Yemekten sonra babamın tekerlekli çalışma sandalyesinde oynadım ve babam öğlen olmadan geldi bizde hemen yola çıktık. Sınıra ulaşmak bir buçuk saat sürdü ve sınırdan hızlıca geçerken tekrar başa dönmek zorunda kaldık. Çünkü bir kağıda damga bastırmayı unutmuştuk. (Orada üç tane yerde ülkeden çıkış için kontrol noktası vardı ve biz birincisinde bir kağıda damga vurdurmayı unutmuştuk) Geri dönüp damgayı vurdurduk ve sonunda sınırdan geçtik. Fakat orada bir saat kaybetmiştik. bir saat sonra Dubai'ye vardık ve otele yerleştik. B abamın arkadaşı olan Fatoş Abla ile buluştuk. (O burada yaşıyordu ve bizi gezdirecekti) Emirates Mall'da yemek yedik ve benim ısrarımla otele döndük ve uyuduk.

4.Gün

    Uyandığımda biraz erken kalktığımı anladım ama benden bir dakika sonra annem kalktı ve sonra babam ve kardeşim. Yarım saat içinde çıkmamız gerekiyordu ve zamanında çıkmayı başardık. Fatoş Abla ile konuştuğumuz buluşma yerine geldik. Fatoş Abla bizi aldı ve The Beach'e götürdü orada adından da anlayacağınız gibi bir plaj ve restoranlar vardı. Big Chefs adındaki türk restoranında kahvaltı yaptık ve gezmeye başladık. Orada oyunlar olan bir yerde bir oyuncak panda kazandım, plajda yürüdük ve tekrar arabaya bindik, sonra Atlantis'e gittik (Denizin üzerinde yapay bir ada). Oradaki akvaryumu gezdik ve orada babamın arkadaşı ile buluştuk. Atlantis'in önündeki denizi seyrederek oturduk. Öğlenden sonra Fatoş Abla ile konuştuk ve bizi Atlantis'ten alması için buluşma noktası belirledik. Fatoş Abla'nın evine gittik ve orada yemek yedik. (Ekmek üstünde yumurta yedik tadı güzeldi) Sonunda Dubai Mall'a gittik ve park ettik (Oldukça kalabalık). Hızlıca arabadan inip Burj Khalifa'da her akşam yapılan ışık ve su gösterisini izledik. Bitince de taksi ile otele gittik.

                                                         

5.Gün

    Bugün büyük gündü. Çünkü Legoland'e gidecektik. Annemlere ısrar edip hızlıca çıkmamıza neden oldum ve annem otelde bir şey unuttu. Ben de keşke hatırlatsaydım dedim kendi kendime. Annem geldiğinde hızlıca taksi ile bir İtalyan restoranına gittik. Hızlıca kahvaltı edip Legoland'e doğru yola çıktık. Erken saatte geldiğimiz için yerler boştu ve şanslıydık çünkü daha yeni açıldığı için 3 tane tema parkına 1 tane tema parkı fiyatına girebilecektik. Yarım saat bekleyişin (ve kaynakçıların) ardından sonunda Legoland'e girdik orada çok fazla yer geçtik ve benim en çok beğendiğim bölüm olan Roller Coaster olan bölüme geldik. çok eğlenceliydi ve korkunçtu. Oradan sonra değişik bir bölüme geldik ve orada bir şeye binip çıktık. Eğlenceli bir Drop Tower'a sahip olan dördüncü bölümde biraz güldük ve pizza yemek için bir açık büfe restoranı bulduk. yemeği bitirdikten sonra su salıncağı gibi bir şeye bindik ama salıncak gibi ileri geri değil de hep etrafında dönüyordu. Çıkarken babam istediğimiz bir lego oyunu alacağını söyledi biz de seçtik. Artık Legoland'ten çıkıp 2. tema parkı olan Motion Gate'e gittik. (Orada üç tane Roller Coaster'a bindim) Orada hayatımdaki en korkunç Drop Tower'a bindim. Drop Tower'da 100 metre yüksekliğe çok hızlı bir şekilde altı kez inip çıktım ve bunu yaparken çok zor nefes aldım. Oradaki Dreamworks karakterlerinin bulunduğu bölüme gittik oradaki Roller Coaster'da da Drop Tower'daki şey biraz oldu. Roller Coaster bir anda hızlandı ve bizi karanlık bir odada döndürmeye başladı(Keşke hepsine bir kez daha binmek için zamanım olsaydı). Oradaki Kung Fu Panda karakterinin olduğu bölümde bir gösteri için çocukları sahneye çıkarıyorlardı. Biz de tam zamanında yetişip sahneye çıktık. Orada değişik Kung Fu hareketleri öğrendik. Artık benim beğendiğim Roller Coaster'a binecektik dört kişilik olan Roller Coasterlar'dan birine bindik ama Fatoş Abla bizimle gelemediği için başkalarıyla bindi. Oradan sonra da Ghostbusters oynadık ve oradan ayrıldık. Neredeyse saat dokuz olacaktı. (Türkiye'de sekiz) Ben ve Kardeşim çok açtık ve uykumuz vardı. Annemin çok istediği Bollywood'a gittik ve orası da hemen kapandı çünkü saat geçti. Biz de çıkıp taco yedik. (Restoranlar daha geç kapanıyor) Hayatımda ilk kez taco yedim ve tadını çok sevdim. Büyük bir cips parçası gibi olan taconun içindekilerin tadını da çok sevdim. Yarım saat sonra yoldaydık ve ben de keşke bindiğim tüm eğlenceli şeylere tekrar binebilseydim diye düşünüyordum. Drop Tower hala gözüküyordu.(Babamla Drop Tower'a bindiğim için o bana en tepedeyken her yerin gözüktüğünü söylemişti ama ben çok bir şey görememiştim) Sonunda otele geldik yataklara girdik.

                                                                         

 6. Gün

    "Sabah uyandığımızda son günümüz olduğu için hızlıca otelden ayrıldık ve tekrar her zamanki kahvaltı yaptığımız yer olan Big Chefs'de kahvaltı ettik ve biraz daha gezip arabaya gittik. Oradan annemin isteği üzerine Eski Dubai'ye gittik. Orada şeker kamışı suyu içtim. Tadını açıklamak biraz zor gelecek ama eğer içerseniz hayatınızda içtiğiniz en şekerli içecek olacağına eminim. Kafanıza dikmeniz olanaksız(%99,9999999999999 Oranla :D ). Yarısına gelmeyi başarırsanız (ki ben başardım )bazı kabuklar gelmeye başlıyor. Ben bunun yarısına anca bir saatte geldim. Şimdi gelelim gezdiğimiz yerlere; Orada etrafı dolaştıktan sonra oradaki çarşıya girdik ve annemler yüzünden orada bir saat kaybettik. Yola çıktığımızda babamın haritası çalışmadı ve kaybolduk. Babam çok sinirlendi ve sonunda duracak bir yer bulduk. Orada babam haritayı düzeltti ve yola devam ettik. Uzun süren bir düz yolun ardından sınıra az kaldığını anladık. Çünkü artık dağlık alanlar vardı ve yollar engebeliydi. Bir süre sonra harita tekrar bozuldu ve o hiç bilmediğimiz yollarda kaybolduk. Ama babam pes etmedi ve yoldan biraz geri döndü. Orada olan göbekten farklı tarafa gitti ve bir yolunu bulup bizi sınıra çıkarmayı başardı. Sınırdan geçtik ve tekrar eve döndük. Bir film izledikten sonra da yattık.

7. Gün

     Sabah hızlıca uyandık ve kahvaltı yaptık ve bitince hemen kardeşime lego yapalım dedim ve yapmaya başladık. Öğlene kadar lego yaptık ve çok eğlendik. Öğlen yemek yedikten sonra da havuza girdik ve çok eğlendik. Havuzda kardeşimle çok güzel oyunlar oynadık. Yüzdük yarış yaptık (hep ben yendim) ve su savaşı yaptık. Eve döndük ve yıkandık. Sonra saklambaç oynadık ve ben bir saat babamın tekerlekli çalışma sandalyesiyle oynadım babam geldiğinde birlikte yemek yedik. Yemek bittikten sonra ben de  masa tenisi çalıştım. Ondan sonra da film izledik ve yattık.

8. Gün

    Sabah kalktığımda biraz geçti. Yataktan kalkmak istemeyince kardeşim beni kaldırmayı başardı ve ben de salonda oturdum. Anneme kahvaltıyı hazırlamasında yardım ettim ve o da o sırada krep yaptı. Kardeşim de günlüğüne yazı yazıyordu. Babam erken kalkıp çıktığı için kahvaltıyı üçümüz yapıyorduk. Annem babama da bir krep saklamayı unutmadı kahvaltı çok güzel olmuştu. O gün tekrar lego yaptık ve bitirmeyi başardık. Sonra kardeşimle oynadık. O gün öğlen yemeğinden sonra annemler havuza gitti ama ben gelmedim ve evde telefonda oyun oynadım. Annemleri beklemekten sıkıldım ve orada en çok eğlendiğim şey olan babamın tekerlekli çalışma sandalyesine bindim ve annemler gelinceye kadar binmeye devam ettim. Çok eğlendim ve sonunda annemler geldi ben onlar yıkanırken bile sandalyede oynuyordum. Artık babamın gelme saati yaklaştığında hep birlikte kitap okuduk. Babam geldiğinde oturduk ve biraz dinlendik. Akşama doğru ailecek yemek yedik ve film izledik. Sonra da her zamanki gibi uyuduk.


9. Gün

    Sabah erken kalktığım için yatmaya devam ettim. Kardeşim kalktığında onunla salonda sessizce lego oynadık. Annem kalktığında ise kardeşim ile annem sofrayı hazırlarken ben de tabakları yerleştirdim. Kahvaltıda çok güzel bir yumurta yedik ve ben yemeğimi bitirince tabakları mutfağa götürdüm ve yıkadım. Annem de çok sevindi. Kardeşim anneme sabahtan beri "bugün denize gitsek olur mu?" diye soruyordu ve annem sonunda kardeşime mutlu haberi verdi ve hazırlanıp yola çıktık deniz yakındı ve yürüyerek gidecektik. Kardeşim evlerin numaralarını söylerken ben de anneme orada ne yapacağımızı soruyordum. Sonunda deniz kenarına geldik ve kardeşim koşturarak denize ayaklarını soktu. Ben de annem ile birlikte bir havluyu kumlara serdik ve uçmasın diye köşelerine ağır şeyler koyduk. Ben de gidip ayaklarımı soktum ama bir şey fark ettim, denize yakın olan yerler nedense bataklık gibi batıyordu. Ben de hızlıca geriye koştum ama kardeşim hiç umursamadan oraya bir çukur kazdı ve içini biraz su ile doldurup oturdu. (bunu yapmayı çok seviyor) Ben de terliklerimi çıkarıp deniz kıyısında çok batmayan bir yer aramaya başladım. O sırada esen şiddetli bir rüzgar  kumları kaldırdı ve minik bir kum fırtınası oldu. Uçuşan kumlar bacağıma geldi ve bacağım biraz acıdı. Ben de bunu unutmamaya çalıştım. (Ama unuttum. Bunu bana kardeşim uçakta hatırlattı) Sonunda kardeşimi denize girmeye ikna ettim o da ben daha bacağımı suya sokamamışken suya atladı ve biraz şaşırdım. Az önce denize girmek istemeyen kardeşim şimdi suya atlamıştı. Ben de orada uzun bir bekleyişten sonra atladım ama su biraz soğuktu. (Kardeşim beni ıslattığı için atladım aslında) Biz bir süre eğlendikten sonra babamın öğle arasında izin aldığını gördük çünkü o da gelmişti. Kardeşim hızlıca sudan çıkıp babamı ıslatmak istedi ama babam kısa süreliğine geldiği için kardeşimin kendisini ıslatmasına izin vermedi. Babam gittikten kısa bir süre sonra biz de gittik ve yıkandık. Evde ben her zamanki gibi babamın tekerlekli çalışma sandalyesine bindim ama kalkıp su içmeye gittiğimde kardeşimin sandalyede geziyor olduğunu gördüm ve sinirlendim. Öğlen yemeğine oturduk ve hızlı bir şekilde yemek yedik çünkü çok acıkmıştık. Babam geldiğinde bizi bir Türk restoranına götürdü ve orada ben pizza annem babam ve kardeşim de et-pilav-köfte yediler. Yemek yerken ben, kardeşim ve annemin çok rahatsız olduğu bir şey vardı. Bir kedi hep masanın altında geziniyordu. Kediyi kaçırsalar bile tekrar gelmeye devam etti . Sonunda yan masaya gitti ve kurtulduk yemekler bittiğinde saat geç olmuştu. O gün film izlemeden yattık ve uyuduk.

         10. Gün

    Sabah olduğunda kalktım ve telefonda oyun oynadım ve bir yandan legoları topladım. Legoları valizlere yerleştirirken sesten dolayı kardeşim uyandı. Kardeşim annemi hızlıca uyandırdı ve annem kalktığında bu akşam babamın pakistanlı arkadaşı ile yemek yiyeceğimizi söyledi. Ben mutlu oldum çünkü onların oğlu ile konuşabilecektim. Birlikte ingilizce konuşmamız gerekiyordu ve benim ingilizcem çok iyi değildi. Annem babam ile konuştu ve babam eve geldi biz de birlikte kahvaltı ettik. Kahvaltıdan sonra babam hızlıca gitti ve biz de biraz oturduktan sonra ev işleri yapmaya başladık. Ben yerleri süpürdüm ve kardeşim de salondaki küçük işleri yaptı. Annem bulaşıkları yıkadıktan sonra ben çöpleri attım ve havuza gittik. Orada babamın satın aldığı disk gibi şeylerle oynadık. Annem kitap okudu ve bir süre sonra o da bize katıldı. Annem diskleri attı ve ben tutmaya çalıştım. Kardeşim yüzme antrenmanı yaptı. Bir süre sonra çıktık ve yıkandık. Ben yıkandıktan sonra babamın tekerlekli çalışma sandalyesiyle oynadım ve biraz da kardeşime verdim. Babam geldi ve bizi dışarıya çıkardı. Oradaki büyük Carrefour'da
Türkiye'de CarrefourSA olarak geçiyor) gezdik ve ben oyunlara baktım. Gezerken babamın pakistanlı arkadaşları ile buluştuk ve benim de yurt dışından bir arkadaşım oldu. O anda çok sevinmiştim. Yavaşça restorana gittik ve sipariş verdik ben de orada konuşabildiğim kadar iyi ingilizce konuşmaya çalışıyordum. Konuşmayı iyi başardım çünkü çok sorun çıkmadı. güzelce yemek yedik. ve birbirimizle e-maillerimizi paylaştık. Akşam biraz geç saatte eve döndük ve uyuduk.
 11. Gün

    Bu gün son günümüz olduğu için biraz üzgündüm. Çünkü buraya biraz alışmıştım sıcak olması güzeldi ama buraya yazın gelmeyi asla istemezdim. (Yazın burası atmış dereceye kadar çıkabiliyor)
O gün tatildi ve geç kalkmıştık. Annem o gün pişi yaptı ve çok sevindik. Bu yüzden yavaşça kahvaltı ettik ve denize doğru arabayla yola çıktık. Bugün hava fazla rüzgarlıydı. Annem ile Babam deniz kabuğu toplarken ben kardeşimle birlikte deniz kenarında dalgaların bacaklarımıza değmemesi gereken bir oyun oynuyorduk. Biraz eğlenceliydi. Bir saat (Bana öyle geldi) sonra arabaya binip eve döndük. Orada ayaklarımızı yıkadık ve The Walk adındaki marketlerin olduğu sokağa gittik. Orada marketin içindeki oyunların olduğu bir yerde çok fazla oyun oynadım ve oradan bir saat aldım. Kardeşim ise bir top aldı ve gittik. Annem biraz üşüdüğü için yürüyerek eve gittik ve annemin montunu aldık. Bu sıcak havada annemin mont ile gezmesine şaşırdım. Aslında bu gün biraz fazla esmişti ve ben de biraz üşümüştüm. Üşüdüğümüz için annem ve babam kendilerine kahve bize de sıcak çikolata aldı. Oradan eve gittik ve orada biraz oturduk. Otururken Fatoş Abla aradı ve Dubai'ye kar yağdığını söyledi. Biz de burada çok şiddetli rüzgar olduğunu söyledik. (Yukarıda bahsettiğim Atlantis adındaki yapay adayı sel basmış) Ben de korkuyla babama "Uçak düşmez dimi" diye sorunca babam güldü ve "Düşmez sen hiç merak etme"dedi. Annem o sırada valizleri kapatmakla meşguldü. Biraz dinlendik ve babam bizi havaalanına götürdü. Bize uçağın kalkışını izleyeceğini söyledi ve vedalaştık. Üzgünce uçağı bekledik ve üzgünce uçağa bindik. Ben uçakta verilen yemeği yediğim gibi uyudum. 

12. Gün

    Annem beni sabaha doğru uyandırdı ve İstanbul'a vardık. Uçak kırk beş dakika içinde havaalanında olacaktı ve biz de hızlıca gittik. Bizi biraz erken aldılar fakat uçakta fazla bekledik. Kalkmamız gereken zamanda kalktık ve kahvaltıda sandviç yedik. Çok çabuk bir şekilde İzmir'e vardık ve Valizleri almak için valizleri alma bölgesine doğru yürüdük. Valizleri alırken beni arkadaşım aradı ve ne zaman bilgisayar oynayacağımı sordu ben de belki yarım saat sonra oynayabilirim dedim ve telefonu kapattım. Valizleri alıp dedemleri beklemeye başladık ve kısa bir süre içinde arabaya binip eve gittik. Evde arkadaşımla bilgisayar oynarken annemler uyudu ve öğlen oldu. Annem uyandığında benim kitap okuduğumu gördüğü için mutlu oldu. Öğlen yemeği yedik ve dinlenmeye devam ettik. Ben yapmam gereken projeyi hazırladım ve kardeşim de bu özeti yazarken yararlandığım günlüğünü yazdı. Annem akşam yemeğini hazırladı ve ben yorgun olduğum için erken yattım.





SON




















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder